Bu blogda Turkce karakterler kullanmayacagim. Sirke de kullanmayacagim. Kizartma da yok. Yani her sey cok kolay!
Edit: Vazgeçtim. Hepsini de kullanacağım!

24 Aralık 2011 Cumartesi

Mercimek Korpesi ile Sigara Moregi


Karar vermek baslamanin yarisidir, baslamaksa pisirmenin, pisirmek de yemenin… Bu boyle gider…

Yani once, ilk defa bulusacaginiz ve tamami Avustralya'li olan bir yazar-cizer grubunun duzenledigi christmas (evet sekerim krismis) toplasmasina giderken bu ikiliyi yapmaya karar vermeniz gerek. Hepimizin basina surekli gelen bir sey sonucta!  

Karar asamasi diyaloguyla basliyoruz:
-Bizim oralardan bir sey olsun.
-Mercimek koftesi?
-Ya tutturamazsak, hic yapmadik?
-O zaman bir de sigara boregi yapariz, garanti olsun,
-E hadi o zaman…

E hadi o zaman:

Once kahve ve cikolatali gofret esliginde Devletsah ve Portakal Agaci bloglarina bakilir. (Daha sonra ikisinin olculeri arasinda kararsiz kalip nasil da afalladigimiz gorulecektir)
( Acikcasi buni yapali iki hafta oldu ve her seyi net hatirlamiyorum, kusura bakmazsiniz kesin)

Mercimek kospesiyle basliyoruz, cunku daha uzun surecek gibi.

- Kirmizi mercemekleri buluyoruz,

- Hasliyoruz. (burada bir ince ayar var ama onu saglam bir yerden ogrenin, kafaniza gore yapmayin)
- Yukarida 'bir tasim kaynatin' taniminin gorselini goruyorsunuz. Eger iki tasim olsaydi tencerenin iki tarafi kirli olurdu. Tastigi halde mercimekler hala sert oldugu icin tencere degistirip devam ediyoruz.

- Ince bulgur bulamiyoruz,
- Kalin bulgurdan ince bulgur elde etmek icin kocaman bir havanda dovuyoruz. Kolunuz agriyinca "emeeen" diyerek vaz gecebilirsiniz. O da bulgur, o da bulgur sonucta.

- Bulguru sicak suda sisiriyoruz. Kafaniz karismasin, siz sicak suya koyun o kendi siser. 

-Kuru soganlari dograyip kavuruyoruz.

- Haslanmis mercimek, bulgur kuru sogan, salca ve baharat rafini karistiriyoruz bir guzel. Buna sicak karisim adini veriyoruz.

- Maydonozalari, domatesleri ve taze soganlari, isterseniz yakisabilecek baska yesillikleri ince ince kiyiyor (yardimcimiz, aka koca, aslinda daha cok sey yapiyor ama, hepsine deginmek istemiyorum) Buna da soguk karisim diyoruz. 
-Bocek ne alaka demeyin, emegi buyuk. Bicak kullanma yeteneklerinizi gelistirmeniz icin dograma tahtasinda dolanan bir bocek cok faydali.

Ha bicak demisken. Bicak bilemeyi biliyor musunuz?

-Neyse, sicak karisim soguduktan sonra soguk karisimla, karistirip yeni bir soguk karisim elde etmek istiyoruz ama
 Bu ne be vicik vicik!

- Eger elde ettiginiz sey cok civik olduysa bulgur ekleyin bizim yaptigimiz gibi.
- Cok bulgurlu gorunurse mercimek haslayip ekleyin.
- Cok kuru gorunurse azicik su ekleyin.
- Ama tum bu kararlari vermek icin karisima biraz sisme suresi verin. Cunku 5 dakkada degisir butun isler.

- Neyse sonucta elimizde bir orduyu doyuracak kadar sicak karisim olduktan sonra onlari sogutup, zaten soguk ve beklemekten bunalmis olan soguk karisimla birlikte yuguruyoruz ve mincik mincik yaparak kofte haline getiriyoruz.

-Yerken marulla sarmalamayi unutmuyoruz.


Bu sadece bu asamanin bulasigi:

Bu da texture, twitteriniza arka plan resmi yaparsiniz belki:
:)

Gelelim sigara seysine;

- Sonucta hedeflenen sey bir cesit borek oldugu icin icine dolduracagimiz seyler konusunda yaraticiligimizi kullanabiliriz. Ornegin, mantar, peynir, maydonoz super olur.

- Yaraticiligimizi kucuk parcalara ayirip karistiriyoruz.

- Yuvarlak yufkasi olanlar sansli. Benim gibi kare yufkaniz varsa once nasil ucgen ucgen keseceginizi hesaplamaniz gerekiyor. Neyse ki ben hesapladim da size cok is kalmadi. Neydi, geometri sart!
(yukarideki karede varilan yanlis sonucu goruyorsunuz. Dogru olan asagidaki)

- Ucgenimizi yere seriyoruz,

- Karisimimizdan iki cimcik alip kisa kenara koyuyoruz. 

- Kisa kenarin koselerini (yani kulaklari) kivirip bastiriyoruz. Fick diye bir his vererek peynire yapisiyor oralar.

- Sonra da rulocuk. 

-Rulonun ucunu suya bandirip yapistiriyoruz. Soyle:

- Iste bunu o kadaaar cok tekrarlayacaksiniz ki, bu esnada hayata dair sorgulamak istediginiz bir seyler varsa tam zamani. Sonra eserinizin karsisina gecip "vay bee, amma da guzel gorunuyor" diyebilirsiniz.

- Sonra yagimizi kizdiriyoruz.  (buraya hic bir espiri gelmeyecek!)

- Kizan yagin (bak!) icine sigara rulolalarimizi atip kizartiyoruz. Bu asamada ozur dilemek istiyorum cunku bu blogda hic kizartma olmayacak demistim. Bi tanecikten bir sey olmaz. Ssshh…

- Iste oyle yaga at cikar at cikar derken bir de bakiyoruz sigara horegimiz bitmis. 
- Buna asla borek denmez!  Boooyk!  

Aslinda anlattigim her sey dogru, inanin bana. Ama bu sey o kadar igrenc oldu ki… 3-4 tane yedik attik. (Aslinda bir kisi begendi. Daha once lapa makarnami da begenmisti o. Sanirim "teenager restaurant / ergen lokantasi" isimli bir yer acsam is yapacak)

Soruna iliskin tahminler:
- Elektrikli ocak yagi yeterince kizdiramadi. (aptal)
- Bu yufka gibi gorunen ama aslinda yufka olmayan seyler kizarmak konusunda pek uyumlu degil.
- Kizarmak demek tam olarak 'kirmiziya donusmek' anlaminda degil, hala yufka rengindeyken yagin icinden cikarabilirdik.
- Benim elimin tadi yagli.
- Sorun yiyenlerde…
- "Kizartma yok" sozume uymamamin cezasi.

Ha toplasma mi?

Mercimek koftesi epey tuttu. Hatta kalanlari paylastilar. Tabi 10da 8i yine bize kaldi. 3-5 gun yedik sonra bitti. 
Sigara boreginden de bir tabak yeme cesaretini gosteren Kagan'a 'dunya boyk sampiyonu' madalyasi verdik. (Saka saka vermedik, madalyayi hazirliyoruz)

12 Aralık 2011 Pazartesi

Sandvicimi yemisler!

Bu bir tarif degil.
Blogumun sadik takipcilerinden Bugra Bayrak onceki tariflerimden Avocado Sandwichi yapmis ve cok begenmis.

Dedi ki: Sevgili  'un tariflerinden birini editleyip "Avokadolu Hindi Fümeli Sandviç" denedim, bayağı da güzel oldu. Aklınızda bulunsun :)

ve de ekledi: sana katılıyorum, gerçekten de avokado o kadar da meyve değil.

 E tabi tariflerimin degistirilmesi bana karsi yapilmis bir saygisizlik ama... kem... kum... neyse...
Gorun bakin Bugra'nin sandvici ne kadar da istah acici...

Ayrica Bugracim, mayonezi azaltiyoruz, esmer ekmege basliyoruz.


2 Aralık 2011 Cuma

Fakir Gozlemecik


Guzel bir kahvalti icin bayila bayila tuketilecek bir sey anne gozlemesi. Ama simdi ben size gozlemecik yapimini anlatacagim. Anne gozlemesine ozenilerek yapilmis baska bir sey. Biraz fakir...

On uyari: Yemek yaparken fotograf cekmek, yemek yerken konusmaktan bile daha kotu bir sey, haberiniz olsun. Cekmezseniz daha iyi.

- Once yufka buluyorsunuz. (Avustralya'da yasiyorsaniz aylardir bulamamis olabilirsiniz.) Buldugum yufka minicik, dondurulmus, gunluk falan degil, dokusu da mutfak bezi gibi.

Iste soldaki pembe mutfak bezi, sagdaki yufka. (Karistirmayin diye belirttim, pembe gozlemecik yapmayacagiz)

- Yufkalarin buzu mikrodalga firinda ya da 30 derece sicakliktaki odada cozulurken, hazirlanmamiz icin bize gereken malzemeler; yogurt, sut, peynir, sosis, yumurta, yumurta surme fircasi (bu ozellikle cok havali gorunuyor bence, ("mutfakta hava onemlidir"), tava… off yoruldum, yaparken gorursunuz malzemeleri.

- Bir kaseye birkac kasik yogurt, azicik sut, bir kirilmis yumurta ve biraz da sivi yag koyuyoruz. Ne cesit sivi yag koyacaginizi da bana sormayin. Bi cesit iste…


(bildigimiz yogurt, tadi super)

(bildigimiz yagli beyaz peynir, tadi hic fena degil)


(bildigimiz yag, artistik foto!)


(burada yiyebildigim tek sosis, bildigimize biraz yakin)



- Onlari guzelce cirpip soyle bir kivama getiriyoruz:

-Beyaz peyniri duzensizce minik parcalara ayiriyoruz. Sosisin 5 cm kalinliginda kabugu varsa soyuyoruz, yoksa farketmez.

- Bir adet yufkayi ozenle diger 19 tanesinden ayirip onceden temizlenmis duz bir yuzeye seriyoruz. 

- Az once yaptigimiz sivimsi karisimi firca yardimiyla yufkanin uzerine suruyoruz. 

- Kirpik peynirleri ve kabaca dogranmis sosisleri, yufkanin 9da birini isgal edecek sekilde orta bolume koyuyoruz. (Matematik sart evet)

- Sonra yufkayi sekildeki gibi katliyoruz.

- Sonra karsimiza cikan yuzeye yine o sivimsi sari seyden suruyoruz. Icinde malzeme olmayan yandaki bolumleri de ortaya dogru katliyoruz ve 'kare' elde ediyoruz. (Geometri ona keza) 

- Hani bir ara tavaya azicik yag damlatip isitmistik ya? Hani ben soylememistim ama herkesin aklina gelmisti. Ha iste karecigimizi o tavaya koyup 'cosss' sesine kulak veriyoruz. Sonra tabi gulumsuyoruz.

-Sonra cok hizli bir sekilde, bir adet yufkayi ozenle diger 18 tanesinden ayirip onceden temi…… Aayyy...
Yukarida cicekler var ya; iste o ciceklerin arasindaki bolum, evdeki kisi sayisi carpi 3 kez daha tekrar edilecek. (Matematik onemli demistim)

-Bu esnada tavadaki karecigi ara sira ters ceviriyoruz.

- Birincisi yanacak, ondan kurtulus yok. Onu siz yiyeceksiniz yapan/yakan kisi olarak. 

-Pismis karecikleri uzerine kagit havlu konmus (bu da havali bak) duz bir tabagin uzerine hoppidi atiyoruz. Oldu mu size gozlemecik? 

Yoruldunuz ya da bunaldiniz ve sosis de arttiysa tavaya koyuverin, piser, kahvaltiya renk katar, yersiniz.

Benim verdigim tarife gore o sivimsi sey  zaten artmis olmali. Elinizin olcusu varsa beni dinlememissinizdir. Ama o da ayip olurdu! Neyse.. O artan seyi dokun, sonra kullanilmaz.

Eger ev ahalisine kahvalti hazirlayip da bununla yaranamiyorsaniz agzinizla bir adet kusu tutun… sonrasini baska bir tarifte…
saka saka, ben yarandim.

Afiyet olsun. 




31 Ekim 2011 Pazartesi

Avocado Sandwich

Ohom ohom...
Tam 10 aydir yazmiyorum. (Tam olmayabilir ama olsun) Peki neden simdi geldim de yaziyorum? Cunku Devletsah ben blogumu guncellemedigim icin yemek yapamaz olmus! Cok uzulmus, kilo almis,  sonra cocuk dogurunca gecmis falan filan, bir suru sey... Ama neyse burada ondan bahsetmeyelim.
Neden bu kadar zamandir yoktum? Cunku mutfak degistirdim. Hem de tam 5 kez! Hem de dunyanin oteki ucunda, Avustralya'da... Ne sebzeler ayni, ne meyveler (zaten yemeklere meyve koymazdim ama sebze-meyve ikilisini ayirmamak gerek). E bu yogunlukta haliyle tariflerimi paylasmayi ihmal ettim. Simdi mutfaklara bolerek basliyorum:

Mutfak BIR:
Adi: Coacroach Palace. (Hamambocegi Konagi)
Bu mutfagin sahipleri adini tekrar anmak istemedigim o yaratiklardi. Burada fotograflarini paylasmak istemiyorum ama mideniz kaldirirsa tiklayin. Mutfaktaki en buyuk becerimse 2 kase, 2 bardak, 4 catal ve 4 bicagi hic bir yere degdirmeden yikamakti. Kucuk becerilerime gelirsek:

Avokadolu Sandovic:
Bunun icin once kendinizi avokadonun o kadar da meyve olmadigina inandirmaniz gerekiyor. Ben kantinci birine sandovic hazirlarken gormustum, "oha" demistim. Sen al meyveyi, bicakla kanirta kanirta icinden parcalar cikar ve ekmege sur! Brak yaa!  E tabi sonra evde denemek gerekti.

Bu deneme icin eli mutfak alet edevatina yatkin birinden yardim istemeniz faydali olacaktir. 
Avokado alinir. 1 adet yeter, abartmaya gerek yok.

Ortadan ikiye kesilir. Soyle:


Kendi yaptigimin fotografini cekmedigim icin googledan faydalandim. (Kaynak da belirtmiyorum, affedin) Aslinda buradaki YANLIS! Asil yapilmasi gereken cekirdegi de ortadan ikiye kesmek. 
Yaa! Yemedi di mi? E tabi herkes benim kadar yetenekli olamaz. Neyse zaten cekirdegi kesseniz de kesmeseniz de yemeyeceksiniz, sorun yapmaya gerek yok.

Sonra avokado yumusak ise, bir kasik ya da meyve bicagi yardimiyla maras dondurmacisinin vanilyali (sade yani) dondurmayi kulaha koymadan once yaptigi islem yapilir. Avokado yumusak degilse hic riske girmeyin, atin cope. Alirken dikkat etmezseniz sonra elinizi kesersiniz. Ya da bununla sandovic yapmayin, salatada falan ziyan edin.

Hah, aldiysaniz bir parca avokado onu ekmege surun. Hangi ekmege mi? E iste ne varsa… 

Sonra yesil bir seyler yikamak gerekiyor. Aslinda bunu onceden yikamakta fayda var cunku siz avokadoyle bogusurken yesilliklere kuruma suresi tanimis olursunuz. Eger mutfaginizda bocek yoksa dilediginiz gibi yikayin, bocek varsa ve tezgah cok pisse yercekimine karsi koyma konusunda calismak gerekiyor ki o bu blogun konusu degil. Isteyene anlatabilirim daha sonra.

Domates de yikamis ve ince ince dogramissinizdir umarim. Yesil degil diye ondan bahsetmedim az once ama ayni kategorideler.

Hani ekmekte avokado vardi ya, simdi onun uzerine bir dilim incecik peynir koyuyoruz. Ne cesit oldugu tamamen buzdolabiniza kalmis.

Sonra uzerine, vejeteryan degilsek, salam ya da jambon gibi cig yenirse karnimizda kurt yapmayacak bir et koyuyoruz. 

Onun uzerine yesillikleri tepeleme dolduruyoruz. Kenarlara dusenleri de israrla yesillik kulesinin tepesine yerlestirip, cevik bir hareketle domatesiin agirligindan faydalanarak bir daha dusmemelerini sagliyoruz. 

En uste bir peynir daha olabilir. Neden olmasin?

Ve bunun bir sandovic olabilmesi icin en alttaki ekmegin aynisindan bir tane daha gerekiyor! Panige gerek yok, cunku ekmek kesin vardir. Ha iste o ekmege soooyleee guzelce zeytin ezmesi suruyoruz. (Zeytin sevmiyor olabilirsiniz ama zeytin ezmesi bir baska. Hele ki Ege'den Okyanusya'ya gitmis birisi icin mmmmmm… Yummy) 

Simdi o zeytin ezmeli ekmegi yiyorsunuz gerisini de….

Pardon. Iste anladiginiz gibi, hani bir sandovicin olmasi gerektigi gibi, butun malzemeler arada kalacak sekilde ekmekleri kapatiyoruz.
(imaj yine benim degil tabi ki)

DURUN YEMEYIN!

Peceteyle ve strec filmle sarmaliyoruz. Cantamiza atip disari cikiyoruz.  Bu asama sandovicin demlenmesi icin cok onemli. Sonra ben diyeyim Victoria Park, siz deyin Baris Manco Parki'na dogru yuruyoruz. Yolda gordugumuz son kahveciden kahvemizi de alip cimenlere yayiliyoruz. 

Ohhh!



(Bu imaj benim. Victoria Park'dan)








22 Ocak 2011 Cumartesi

Kahverengi Mercimek Corbasi

Madem hasta gibiyim, corba icmek gerek. Daha once bir cok kez mercimek corbasi yapmistim ve guzel de olmuslardi bence. Ama bu sefer kavanozun dibinde azicik kalmis olan yesil mercimege kiyamadigimdan, yesil mercimek corbasi yaptim.

- Once evdeki butun mercimegi islatiyoruz. (Iste bu yuzden malzemenin sonunu kullanmayi seviyorum, hepsini koyuveriyorsun)
O suyu icine cekerken dergi okuyun, internet bakin, cekmeceleri bosaltin.... O kadar sure suda kalsinlar yani, geri dondugunuzde tombul tombul olmacaklar.

-Soganlar, sarimsaklar soyuyoruz.

-Patateslere bakiyoruz, belki lazim olurlar diye. Onlarin "beni de kullan" demesini bekliyoruz. Sakin ha patatesin gonlu olmadan kullanmayin.

-Tencere gelsin. Icinde yag kizartilsin. Tereyagli corba diye bir sey kalmis aklimda o yuzden ben tereyag, kotu olma ihtimaline karsi da findik yagi koydum.

-Soganlar, sarimsaklar tencerenin icine atilsin.
(Benimkiler o kadar buyuk oldu ki, bunun bir corba olacagindan emin degilim.)

Amanin yaniyorlar!!!

-Uzerine hemen patates rendeliyoruz. Yarisini rendelesek yeter cunku rendeyle fazla hasir nesir olunca parmaklarimiz zarar gorebilir. "Bana bisiy olmaz" derseniz buyrun rendeleyin.

-Su isiticisini calistirmayi unutmamissinizdir umarim, cunku bunlarin cok yanasi var. Acele etmek gerek. Madem tencerenin dibine yapistilar, mercimekleri de koyalim o halde. Kavuralim, kavuralim.

(Bu bana hala corba olabilecekmis gibi gorunmuyor)

-Bu esnada baharat rafindan seslenen baharatlari kullanmayi da unutmuyoruz.

-Sira geldi suya. Corba yapmak istiyorsak suyu bol koymaliyiz, yoksa yemek olur. Evet doldur babam doldur! (Ben ettim siz de edin kih kih kih)

-Kaynadiktan sonra tadina bakiyoruz. E bayaa kotu!


-Blender!

-Blenderin bu aparatini da ilk kez kullaniyorum. Kendi basina ayakta durabilmesi cok hosuma gitti.
Tenceredeki sey biraz daha corbaya benzedi ama tadinda gene hic corbalik yok. Ustelik kopurdu. Bayagi kopuklu su!


-Simdi son careyi uyguluyoruz. Yak altini, su kaynasin, kaynasin, buharlassin, geriye corba kalsin. Iyi ki ortaokulda fen bilgisi dersimiz varmis.

....

-Corbayi kocaman bir kavonoza bosaltiyoruz, baharati eksik olabilir, biraz daha ilave ediyoruz. Hem gribe de iyi gelir. Sonra dogruca kayinvalidemizin evine... Karsilikli hasta-hasta bir guzel iciyoruz.

Mutlu son! :)

Kissadan hisse: Onemli olan rengi degil, sicakligi!







2 Ocak 2011 Pazar

Firinda Torbalama

Yeni yilin ilk gununde ozel bir yemek yiyelim istedim, o yuzden dun disaridan pizza soyledik. Bugun ikinci gun, o kadar da ozel olmasina gerek yok. Yani benim icin mutfak zamani.

Bu yemek icin aranan on kosullar:
-Tupunuzun bitmis olmasi ya da butun tencerelerin kirli, mutfaginizin soguk, burnunuzun akiyor olmasi. Bunlardan birine sahip degilseniz boyle bir maceraya gerek yok, makarna falan yapabilirsiniz. (Yemegin tadina baktiktan sonra fikrimi degistirebilirim. Usenmezsem buradan bildiririm)

-Flashback yetenegi ki ben bunu sizin icin kullandim, yani aslinda ihtiyaciniz yok. Soyle oldu: Yaklasik 3 yil once anneme evlenecegimi soyledigimde bana bazi pratik bilgileri arka arkaya belletmeye calismisti. Iste onlardan biri;

"EGER YEMEGI NASIL YAPACAGINA KARAR VEREMEZSEN, BUTUN MALZEMELERI
DOLDUR FIRIN TORBASINA, AT FIRINA."
Bunu galiba etli yemekler icin soylemisti ama orasi biraz bulanik. E bizim de tupumuz bitmis, bunu denemek icin super bir firsat.


Malzemeler:
- Buzdolabindaki butun sebzelerden... Gecen haftadan kalan patlican ve biberler dahil.
- Evdeki butun sarimsaklar...
- Sogan.

-Soganlari ve sarimsaklari soyup gelisiguzel dilimledikten sonra torbaya atiyoruz.
-Patlicanlari once pijamali soyup, sonra gelisiguzel dogradiktan sonra torbaya atiyoruz.
-Biberlerin saplarini ve cekirdeklerini cikarip, gelisiguzel ikiye boldukten sonra torbaya atiyoruz.
-Pirasayi gelisiguzel dograrken, aslinda yakismayacagina karar verip vaz geciyoruz. Su ana kadar dogradiklarimizi torbaya atiyoruz.
(Bir ara, firinimizin onceden isitilmis unvanini alabilmesi icin acmaliyiz. 200 derece bence guzel)
-Domatesleri soyup gelisiguzel dogradiktan sonra torbaya atiyoruz. Domatesler yemegimizin suyunu olusturacak diye dusunuyorum. (Siz ister dusunun, ister dusunmeyin)
-Son anda patates de fena olmaz diye dusunup, patatesi soyup gelisiguzel dogradiktan sonra torbaya atiyoruz.

Hepsinin copu toplam bu kadar oldu:

- Bir kaseye bir kasik salca aliyoruz.


- Baharat rafindaki butun baharatlardan koyuyoruz salcanin icine. Tuz bile... Birazcik sulandirip karistiriyoruz.

- Bu karisimi da torbamizin icine dokuyoruz. Bu asamada gelisiguzel davranirsak mutfak cok pislenir.

Ah! Firinin zil sesi! Cabuk yazmaliyim.

- Sebzelerin torbanin icindeki homojen dagilimi amacli karistirma islemi icin torbayi elimize alip salliyoruz.
-Isigin onune tutup bakarsaniz, her tarafin salca bulasigi olup olmadigindan anlayabilirsiniz basarinizi. Ama yemegin en zor asamasi bu. Lutfen dikkat edin.

- Torbanin kullanimindan emin olamadigimiz icin hemen kullanma klavuzunu okuyoruz. Bana guvenmeyin, siz de okuyun. Ben anneme guvenmis miyim?!

Agzini plastik torba biseysiyle baglayin yaziyordu. Paketin icinden cikmiyormus galiba. Ben kuruyemis paketindeki paket teliyle bagladim.
Torba hava alsin diye de toplu igneyle birkac delik acacakmisiz. Ben bicakla actim.
Bir de sureler yaziyor uzerinde; et bilmemkac dakka, balik bilmem kac dakka diye. Sebze konusunda bisey dememis. Bence 20 dakika guzel.

-Acin geri torbayi! Yag koymayi unuttuk. Hazir acmisken azicik da toz bulyon. ooohh.. mis.

-Torbaya gule gule diyoruz.

Simdi tadina bakacagiz. Eger cok kotuyse soylemem ha!
Not: Bence yaninda beyaz sarap.

Yedikten sonraki notlar:
- Cok lezzetli olmus yahu!
- Biraz fazla pismis sadece. 20 dakika yerine 15 dakika yetebilir.
- Ve o kadar az bulasik cikti ki "emeeen sabah toplarim" diye mutfagi oylece biraktim. Firin tepsisi kirlenmedi bile.
- Ayrica yemegin kalorisi bence cok dusuktu. Son anda o yagi eklemesek bile olurmus.
- Aferin bana.