Bu blogda Turkce karakterler kullanmayacagim. Sirke de kullanmayacagim. Kizartma da yok. Yani her sey cok kolay!
Edit: Vazgeçtim. Hepsini de kullanacağım!

17 Temmuz 2017 Pazartesi

Oha-Resmen-Başardık-Mantısı!

Mantı. Hepimizin kutsalı. Kimsenin kutsalına el uzatmak istemezdim ama uzatmadan da yapılmıyor meret. Hem ne kadar çok el, o kadar iyi… 

Malzemeler:
- 8 tane el. (Her zaman söylediğim gibi, mutfakta matematik önemli.)
- Bir akıllı telefon. (+ Şarj aleti)
- Şarap. (Toplam el sayısının yarısı kadar şarap bardağı. - Bkz. “matematik”)

Diğer ıvır zıvır malzemeleri listelemeye gerek duymuyorum. Yukarıdakiler tamamsa başlayabilirsiniz.

Önce aranızdaki en beceriksizin kim olduğuna karar verin. Bu aşama önemli. Joker seçiyorsunuz. Ebe de diyebiliriz. Maymun da olur… Sınırları zorlayın bence. 

Kalan üç kişi bilekleri sıvıyor. 

Bir kocaman kaba un, tuz, yumurta ve su koyun. Miktarları çok önemli değil ama merak ediyorsanız Google’a sorun. Gerçi her sitede farklı bir şey yazacak, kafanız karışacak. Boşverin bence.

Sonra başlayın yoğurmaya. Bu aşamaya kadar sakinliğinizi korumaya çalışın. Hamura duyduğunuz saygıyı hissettirin. Çok tantatana yapmayın. 
Malzemeler birbirine karıştıktan sonra Joker kişisi şarap servisine başlayabilir. Tabii, geleneksel olarak büyükannelerimiz, ninelerimiz hep şarap eşliğinde mantı yapmıştır. Matematik kadar önemli bir şey de ananelerimiz…

Yoğurma işlemini A kişisi parmakları iyice yorulana kadar sürdürsün. İyi olur. Hamuru bir orasından bir burasından güzel güzel mıncıklasın. Atsın. Tutsun. 



Bu esnada B kişisi de başka şeyler yoğursun. Mesela kıyma! C kişisinin minik minik doğradığı soğanları da koysun kıymanın içine. Tuz da koysun. Karabiber de koysun. 


Artık J kişisinin görevi çok önemli: Müzik! İyi bir mantı yapımında şarap kadar müzik de önemlidir. Akıllı telefonu alsın eline, artık Youtube ne verdiyse…  


Halaylar falan çekildiyse o hamurun çektiği işkence de yeter artık. Dursun A kişisi! 

Sonra hamurunuzu şöyle şöyle bezelere ayırın:


Sonra bezeleri aynı kaba geri koyun, birbirlerine yapışsınlar, tekrar ayırın. Neden? Çünkü neden olmasın! 

-> İşaretli satır.

Sıra geldi artistik olaylara! Evet, hamuru açmaktan bahsediyorum. Daha önce uslu bir çocuk olup bir büyüğünüzü güzel güzel izlediyseniz bazı hareketler kapmışsınızdır. Kapmadıysanız içinizden geldiği gibi davranın. Sonuçta o hamur incelecek. Amacımız bu. ABC kişileri sırayla hamur açıp sidik yarıştırabilirler. 



Yarıştırmak demişken, biliyorsunuz ki mantı demek yarışmak demek. Mücadele etmek, karşı çıkmak demek. O zaman mantının felsefesine (Felsefe de önemli, söylememe gerek yok) yaraşır etkinliklerle taçlandırınız bu maceranızı. Örneğin şarkı yarışması yapın! J kişisi bir saksı değil, dikilmesin öyle boş boş. Eski şarkıları ilk 5 saniyesinde tahmin etmece oyununu yönetsin. ABC kişileri yarışsın. Mantının derinlikliklerine inip ruhunu dışavurmak için bunlar hep çok önemli. (O değil de, bir zamanlar Grup Vitamin vardı. Hey gidi…)

Oldu mu hamurunuz incecik ve yusyuvarlak? 


Hah, şimdi kesme zamanı. Tahmin edin mutfakta ne çok önemli? 

Tabii ki de geometri! Sonra, sınırlarını bilmek...


Ha bir de kiralık evin tezgahını doğramamak. 


Hamurunuzu 'kare'lere böldükten sonra, her bir parçanın üzerine B kişisinin yoğurduğu kıymalardan ‘cimcik’ler kopararak dizin. Bir taraftan da kareleri kapatma -bükme de denir- işlemi başlasın. Cimcik dizme ve kare bükme işlemleri öylesine iç içe geçmeli ki, J kişisi ABC kişilerine bakıp altı kollu bir ahtapot görmeli. Çünkü mantı demek, ahenk demek!


Tabii ki kare bükme işleminin üzerinden bu kadar hızlı geçmeyeceğim. Biraz ayrıntı hakeden bir aşama ama sözcüklerle anlatmak imkansız. Neyse ki giflerimiz var: 


Büktüğünüz hamur tanelerini de düz bir yüzeye, birbirlerine pek de değdirmemeye çalışarak serin. 


Ama onlar değecek, sözünüzü dinlemeyecek, yapışacak. Kısmet… Nasılsa midenizde çemçük olacak o hamurlar, bırakın şimdiden olsunlar:


Bundan sonra biraz tekrara gireceksiniz. Tekrar ederken ustalaşma olasılığınız var ama çok da kasmayın. Zor. Yukarıdaki işaretli satırdan itibaren hamur bitene kadar tekrar tekrar aç-kıymala-bük, aç-kıymala-bük, aç-kıymala-bük… Şarkı yarışması da devam tabii. Kim daha güzel hamur açtı, kim daha güzel kesti, kim daha güzel büktü… Bütün sidik yarışları devam. Çünkü neydi? Mantı demek mücadele demekti. 


Sonra şöyle bir uzaklaşıp eserinize bakın. Nasıl? Doyar mı herkes? Doğru cevap: Hayır! Mantı asla yetmez! Zaten J kişisi de baymıştır artık kesin sizi müziklerle. Bir posta da o hamur yoğursun, acımayın. Hoooop, her şey baştan. Ama sorun değil, ustasınız artık! 

Eveeet, son aşama. Pişirmek! 

Ben buradan sonrasını tam hatırlamıyorum, tarif edemeyeceğim. Açlıktan bayılmış olmalıyım. İşte kaynar suya koyun mantıları, pişirin, üstüne sos yapın, sarımsaklı yoğurt yapın falan, bişeyler bişeyler… 

OHA-RESMEN-BAŞARDIK! 


Şimdi sorular (Çünkü mutfakta cevaplar önemlidir):
- 8 tabak mantı 8 elle 8 saatte yapılıyor, 8 dakikada yeniyorsa, mutfakta kaç tane beyin vardır? 
- Mantı nedir? Ne değildir?
- İnsan vücudunun kaçta kaçı mantıyla dolduğu zaman nefes alamayacak kadar şişer? 
- İnsan midesinin kendi yumruğu kadar olduğu doğru mudur? Kesin bilgi mi?

- Kahvaltıya simit mi yapsak, gevrek mi? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder